
Dijital reklamcılık benim için ayrı bir öneme sahip çünkü ilk dijital reklam kampanyamı oluşturduğumda, yeni açılan bir işletmenin ortağıydım, sıfır müşteri ile… “SEO nedir?” adlı makalemde bahsettiğim gibi, SEO için tarım gibi dersek, reklamcılık için avcılık diyebiliriz. Benim de avlanmaya ihtiyacım vardı! Anında sonuç almam gerekiyordu.
Dijital pazarlama açısından, sosyal medyayı ve bir Facebook sayfasını nasıl yöneteceğimi biliyordum ama hepsi bu kadardı. Bir reklam metninin nasıl yazılacağını bilmiyordum, grafik tasarım becerim yoktu. Ayrıca, Facebook veya Google Ads tarafından sunulan ileri seviye hedeflemelerinin farkında değildim. Devam ediyorum.
Bu yüzden, öncelikle sayfa beğenisi elde etme için Facebook reklam kampanyasıyla başladım. İkinci olarak, ziyaretçileri Wix ile güç bela yapmış olduğum web siteme gönderdim ve oradaki randevu formunu doldurtmak istedim. Ayrıca o günlerde Facebook teklif reklamları yeni çıkmıştı, kullanarak şaşırtıcı derecede iyi sonuçlar aldım.
Facebook Reklam Yöneticisi’ndeki konum bazlı hedeflemeyi ilk gördüğümde ise resmen nutkum tutulmuştu. Hızlı bir şekilde potansiyel müşterileri nasıl çekeceğimizi kavradım ve okula çok fazla iş kayıt almaya başladık. Facebook Reklamları olmasaydı, çok uzun süre hayatta kalamazdık.
Dijital Reklamcılık Kısa Tarihi
Geçtiğimiz 10 yıl dijital reklamcılık açısından ilginç gelişmeler sahne oldu. Facebook; Instagram ve Whatsapp’ı satın aldı. Google ise Android’i satın alarak Google Play Store’u başlattı. Bu şekilde reklam platformları çılgın sayıda kişiye reklam sunabilir hale geldiler. Teknoloji şirketlerinin bir numaralı gelir kalemi dijital reklamlar olduğu için yeni platformların satın alınması devam edecektir. Bu anlamda Facebook, Pinterest ya da TikTok’u satın alırsa şaşırmam.
Bu gibi konular üzerinde kontrolümüz yok, bu yüzden gelişmeleri takip ediyor olacağız. Dijital reklamcılık geçmişindeki birkaç önemli ana göz atalım. Tarihteki ilk dijital reklamın ne zaman yayınlandığını biliyor musunuz? 1994 yılında, AT&T üç ay boyunca bir banner reklamını yayınlaması için wired.com ile anlaştı ve bunun için 30 bin USD ödedi.
Verilmek istenen mesajı anlamakta güçlük çeksek de, oldukça havalı değil mi? Banner reklam, wired.com’un üzerine yerleştirildi ve % 40’lık bir tıklama oranı getirdi. Bundan bir yıl sonra, arama motoru Netscape tarafından BGBM (bin gösterim başına maliyet) kavramı telafuz edildi.
Bugünün Google Reklamları o zamanki adıyla Google Adwords, 2000 yılında kullanıma sunuldu; bu, tıklama başına maliyet kavramının yaygınlaşması anlamına gelir. Son olarak, 2007 yılında Facebook reklamları hizmete sunuldu. Bugün itibariyle, gezegendeki herhangi bir sosyal medya platformunu düşünün, Twitter, Quora, Linkedin vb. kanalların hemen tümünde dijital reklamcılık yapabilirsiniz.
Bu kadar temel bilgi yeterliyse, sizin için hazırladığım en önemli dijital reklamcılık ipuçlarına bakalım. Çok fazla uygulamaya yer vermedim çünkü bu makale ile dijital reklamcılık felsefesini anlamanız daha önemli. Bu şekilde umuyorum ki, dijital pazarlama planlarınızı yaparken, reklamcılık ile alakalı geniş bir vizyon ve büyük resmi görme yetisi kazanacaksınız.
Yeni Başlayanlar İçin 7 Temel Dijital Reklamcılık İpucu
Dijital reklam yapmaya ilk başladığım zamanlarda, olayın tamamıyla teknik bir takım beceriler edinmekle ilgili olduğunu düşünüyordum. Başka bir deyişle, Facebook Reklam Yöneticisi’ni veya Google Ads panelini ileri seviyede kullanmayı bildiğim takdirde, dünyanın en iyi dijital reklamcısı olacak ve saatte 250 USD kazanacaktım!
Ancak durum hiç de böyle değilmiş, ben bunu anladığıma göre sizin daha akılcı hareket etmenizi sağlayabilirim. Sabaha kadar mühendislik yaparak, süslü hedefleme şekilleri kullanabilir ve dijital reklam arayüzlerini tam bir profesyonel gibi kullanmayı pekala öğrenebilirsiniz. Peki tüm bunlar sizce işletme başarısı ve pazarlama hedefine ulaşma açısından yeterli olur mu?
Kesinlikle hayır. İşin güzel yanı; bu reklam platformlarını çok iyi kullanmayı bilmiyorsanız veya yeni başlıyorsanız bile yine de harika sonuçlar elde edebilirsiniz. Çünkü sır, sosta değil, ana yemekte. Yani eskiden bu yana bildiğimiz klasik pazarlama metodları dijital’de de geçerli. İnsanlar için nasıl büyük bir değer yaratacağınızı biliyorsanız, dijital reklamlarda başarılı olursunuz.
Bu reklam platformları uzmanlar için yapılmamıştır. Eğer öyle olsaydı Instagram sadece bir yılda 20 milyar dolarlık reklam gelirini nasıl elde edebilirdi! Hatta bazen bu platformları ileri seviye bilmek kötü sonuç almanıza bile sebep olabiliyor. Ben bizzat yaşadım. Çok kurcaladığınızda, aşırı optimizasyon kurbanı oluyorsunuz. O yüzden tekrarlıyorum, işletmenizi sosyal medya’da veya Google’da reklam etmek için uzman olmanıza gerek yok.
Artık dijital reklamcılık konusunda temel bilgilere ve cesarete sahip olduğunuza göre, sizinle en iyi dijital reklamcılık ipuçlarımı paylaşmak istiyorum. Umarım bu kurallara uyarak ciddi anlamda para ve zaman kazanıyor olacaksınız.
İşte size dijital reklamcılık konusunda yedi püf nokta:
- Benzersiz Bir Teklif Oluşturmaya Odaklanın,
- Reklam ve Diğer Dijital Pazarlama Çabalarını Birleştirin,
- Reklamları Maliyet Yerine Bir Yatırım Olarak Düşünün,
- Test Etme, Ölçme ve Optimizasyon Yapma ile İyi Arkadaş Olun,
- Marka Reklamlarının Gücünü Asla Hafife Almayın,
- Reklam Metinleri ve Reklam Kreatiflerini Basit Tutun,
- Dijital Reklamlar Harikadır Ancak Mucize Beklemeyin.
1- Benzersiz Bir Teklif Oluşturmaya Odaklanın
Bu, size verebileceğim en önemli taktik budur! Benzersiz bir teklif oluşturabilmenin önemini anlatamam.
Şöyle düşünün, mükemmel bir markaya sahipsiniz, reklam metinleri cazip, reklamlar çarpıcı, hatta harika dijital reklamcılık uzmanları istihdam ediyorsunuz ve Facebook veya Google’daki yayınla düğmesini tıklıyorsunuz.
Ertesi gün, reklam performansınızı ölçtüğünüzde, tıklama oranlarından hemen kampanya performansının çok düşük olduğunu görüyorsunuz.
Bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorsunuz ve ekibi topluyorsunuz ve neyin yanlış gittiğini bulmaya çalışıyorsunuz, görselleri, reklam metnini, kampanya hedefini ve belki de hedeflemeyi değiştiriyorsunuz.
Bir gün daha bekliyorsunuz ve sonuçları tekrar kontrol ettiğinizde; hiçbirşey değişmemiş. Alarm zilleri çalmaya başlıyor ve stres baş ağrısı ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Hepimiz bu yollardan geçtik!
Bazen, ben dahil olmak üzere dijital zihinler, araçlarımızın ve teknolojilerin son derece sofistike olmasından dolayı temel noktayı kaçırarak, potansiyel alıcılarımız için büyük bir değer sağlamayı unutuyoruz.
Çözüm: Yeni bir kampanya oluştururken bir kalem ve kağıt alarak başlayın, ekibinizi toplayın ve tartışın: Hedef kitlemiz için en fazla değeri ne sağlar ve kampanyamızda ne tür benzersiz bir teklif sunmalıyız?
Ayırt edici satış özelliği kavramı (USP) duymuş olmalısınız. Ürünlerin nasıl alametifarikası vardır? Sizin teklifinizin de olmalı. Dijital reklam kampanyalarınızın her birinin benzersiz bir satış noktası olmalıdır. Bu bir marka bilinirliği kampanyasında hiçbir şey satmıyor olsanız bile geçerli. Reklam metninizin her biri için yeterince heyecan uyandırmalısınız. Aksi takdirde, zamanınızı boşa harcıyorsunuz.
2- Reklamları ve Diğer Dijital Pazarlama Çabalarını Birleştirin
Bugün itibariyle alıcı davranışının ne kadar karmaşık olduğunu biliyor musunuz? Kendinizden başlayın ve çevrimiçi olarak nasıl ürün satın aldığınızı öğrenin.
Peki bu neden önemlidir? Çünkü birisi bir reklam gördüğünde ve cezbedici bir teklif olsa bile, bu her zaman bir satın alma işlemini tetiklemez.
Çoğu zaman bir reklam merak uyandırır ve bu potansiyel alıcılarınızın araştırma yapmasına neden olur. Bu harika bir haber çünkü araştırıyorlarsa, satın alma yolculuğunda ilerliyorlar.
Yine de bu başka bir soruyu gündeme getiriyor. Tamamen dijital reklamcılığa güvenebilir misiniz? Büyük bir hayır, çünkü hedef grubunuz araştırmaya başladığında, sizi enine boyuna araştırır. Reklam yayınlıyorsanız, tam bir dijital pazarlama planınız olmalı.
Hedef grubunuz Google’da sizi kontrol edecek; bu yüzden iyi SEO‘ya ihtiyacınız var, sosyal medyalarınızı kontrol edecekler, bu yüzden sosyal medya yönetimi yapmaya ihtiyacınız var. Hakkınızdaki yorumları okumak istiyorlar. Bu yüzden yorumlarınıza ve değerlendirmelere cevap vermelisiniz.
Web siteniz her zaman hızlı ve verimli çalışıyor olmalıdır. Ayrıca, sitenizde neler olduğunu anlamak için web sitenizin trafiğini Google Analytics gibi bir araçla izlemelisiniz.
Önemli Not: Dijital reklam kampanyalarınızı başlattığınızda, organik trafiğinizde de artış olduğunu fark edeceksiniz. Reklamlar genelde organik aramayı tetikler, dostlarım. Dolayısıyla, hedef kitleniz sizi örneğin Google’da aradoğında efektif bir şekilde karşılarına gelen sayfanıza tıklamaları için site içi SEO yapmalısınız.
Liste uzayıp gidiyor! Küçük bir işletme olsanız bile, iyi düşünülmüş, eksiksiz bir dijital pazarlama stratejisine ihtiyacınız vardır. Çünkü müşterinin karmaşıklığı işletme büyüklüğüne bağlı değildir.
3- Reklamları Maliyet Yerine Bir Yatırım Olarak Düşünün
Henry Ford’un reklamcılık hakkında ne söylediğini biliyor musunuz? “Para kazanmak için reklamları durdurmak, zaman kazanmak için saatinizi durdurmak gibidir.”
Siz veya kuruluşunuz dijital reklamcılıkla yeni tanışıyorsanız, buna başka bir maliyet kalemi ya da para kaybı olarak bakıyor olabilirsiniz. Yatırımın getirisini nasıl ölçeceğinizi bilmiyorsanız, reklam harcamaları israf gibi gözükebilir.
İyi haber şu ki, reklamlar yoluyla ne kadar satış yaptığınızı doğrudan Facebook Reklam Yöneticinizden veya Google Reklam panelinizden görebilirsiniz. Bunun gerçekleşmesi için çoğu zaman bir yazılım geliştiriciyle çalışmanız ve web sitenizde gerçekleşen olaylara ait bu bilgileri reklam yöneticisi arayüzünüze göndermeniz gerekir.
Ne kadar harcama yaptığınızı ve yan yana ne kadar sattığınızı gördüğünüzde, dijital reklamcılığın yüksek geri dönüş oranlı bir yatırım olduğuna herkesi ikna edebilirsiniz.
Marka bilinci oluşturma gibi doğrudan satış getirmeyen reklam türleri (örn: instagram gönderi tanıtımı) için dijital reklamların geri dönüşünün hesaplaması biraz karmaşıktır, ancak yine de bunu ölçmenin bir yolunu bulabilirsiniz.
Özellikle büyük bir marka için dijital markanızın ve markanızın toplam değerinin ne kadar büyük olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Dolayısıyla, reklam kanalından gelen dijital büyüme için karşılığında ne elde ettiğinizi hesaplamak zor değil.
İstatistiksel olarak, işletmeler Google Ads’e harcadıkları her 1 ABD doları için ortalama 2 ABD doları kazanmaktadır. Ancak şu var; satışlarınız hemen başlamayabilir, bu yüzden sabırlı olun ve öncelikle geniş kitlelere ulaşmaya çalışın.
Diyelim ki Facebook potansiyel müşteri reklamları ile 100 adet müşteri formu doldurttunuz. Bu satış ekibinizin ilk satışını yapması için istatistiksel olarak yeterli olmayabilir. Maliyetlerinizi kontrol altında tutarak satışlar başlayana kadar harcamalarınızı sürdürün. Diyelim ki 1000 form doldurttunuz ve bunlardan birine sattınız, % 0,1 isabet oranıyla gidiyorsunuz demektir. Hala artıda iseniz, tebrikler! Bu, işletmeniz için büyük bir yeni gelir akışı anlamına gelir.
4- Test Etme, Ölçme ve Optimizasyon Yapma ile İyi Arkadaş Olun
Test, dijital pazarlamanın özüdür. Dürüst olmak gerekirse, bir düzine farklı projede çalışan bir dijital pazarlamacı olarak, bunu zor yoldan öğrendim.
Her kampanyanın başında, “şimdi bir sürü şeyi test edip hangisinin işe yaradığını görelim” bakış açısına sahip olmanız gerekiyor. Ben de ilk zamanlarda bu düşünce yoktu! Ancak esasında bu, dijital pazarlamada uyguluyor olmanız gereken başlıca tek strateji.
Dijital reklam platformları ve araçları söz konusu olduğunda, neredeyse her şeyi bölümlere ayırmanıza veya A / B testi yapmanıza izin verilir çünkü sizin başarınız onların en büyük geliri. Demek ki başarıya test ederek gidileceğini, teknoloji devleri de kabul ediyor ki platformlarını buna uygun geliştiriyorlar.
Benzersiz teklifinize ve ulaşmak istediğiniz işletme hedeflerine karar verdikten sonra, dijital ekibinizin bu reklam platformlarına gitmesi ve en iyi sonuçları elde etmek için onları manipüle etmesi gerekir.
Yine de odaklanmanız gereken en kritik “test etme, ölçümleme ve optimizasyon” süreci hedef kitleniz için gerçekleşmelidir. Google ve Facebook Reklamları veya hangi platformda reklam yayınlıyorsanız, hedef kitlelerinizi segmente ederek test etmek zorundasınız. Burası kesinlikle paranın kazanıldığı yerdir ve her seferinde altın madenini araştırmak için biraz zaman ayırın.
İkinci olarak, tıklama oranlarınızı artırmak için reklam metni ve reklam kreatiflerinizi (reklam resmi veya video) test edebilirsiniz. Bu da göz ardı edilen bir konudur, ancak matematikte iyiyseniz, bu yönde optimizasyon yapmanız gerektiğini zaten bilirsiniz.
Diyelim ki Facebook’taki bir web sitesi trafik reklamı kampanyası için iki stok görseli test ediyorsunuz. Bir veya iki gün geçti ve TO (bağlantı tıklama) oranlarınızı kontrol ettiniz. Görsel 1, % 0.03 getirir ve görsel 2, % 0.08’dir.
İkinci oranın ilk oranın neredeyse üç katı olduğunu fark etmelisiniz. Dolayısıyla, düşük performans gösteren reklamı hemen denklemin dışına alarak reklamlarınızı optimize etmelisiniz. Ancak, reklamları optimize etmek büyük bir konudur, optimizasyonlar sadece tıklama oranına bakılarak yapılmaz. Bu yüzden daha sonra bu konuya özel farklı makaleler yazmaya çalışacağım.
Şimdilik şunu bilin: Yılda milyon doları aşan bütçeler yayınlıyorsanız, reklamlarınızı optimize etmek size binlerce dolar kazandırır! Evet, bir kampanyanın performansını kolayca ikiye veya üçe katlayabilirsiniz ve bu da çok fazla tasarruf, yeni satışlar ve prestij anlamına gelir.
5- Marka Reklamlarının Gücünü Asla Hafife Almayın
Bana daha fazla satışa ihtiyaç duymayan bir kişi ya da işletme gösterin. Dolayısıyla, bir işletme için dijitalleşme zamanı geldiğinde, beklentiler de genellikle satışa yönelik olacaktır. Tanrıya şükür, dijital reklam platformları dünyanın en akıllı insanları tarafından yönetiliyor, bu yüzden reklam platformlarını oluştururken bu küçük ayrıntıyı düşündüler!
Özellikle e-ticaret işindeyseniz, Google Ads ile istediğiniz anahtar kelimelerinizdeki ürün sayfalarınıza trafik gönderebilir ve turnayı gözünden vuralabilirsiniz. Instagram, harika bir e-ticaret mağazası deneyimi sunar ve Instagram ürün sayfalarınızı tanıtarak binlerce kişinin ürününüzü görmesine izin verebilirsiniz. (Umarım yakında Türkiye’de de mümkün olacaktır.)
Söylemeye çalıştığım, ister istemez dijital reklamlarınızda satış odaklı olacaksınız. Ancak, bir fark yaratmak istiyorsanız, ekibinizi toplayın ve sosyal medya platformlarındaki reklamların yardımıyla markanızı nasıl büyüteceğinizi düşünün.
Burada iki şeye öncelik verebilirsiniz. İlk olarak, Facebook marka bilinirliği ve erişim reklamlarını deneyin. İkincisi, hedef kitleniz için son derece çarpıcı bir şey yapın, hangi kampanya hedefini seçtiğinizin bir önemi yok.
Bir etkinlik oluşturabilir, onları bir açılış sayfasına gönderebilirsiniz, ancak her neyse, hedef grubunuzun dikkatini çekin. Bunu yaptığınızda, satışları hemen arttıramayabilirsiniz, ancak viral etki ile hızla büyüyen bir marka yaratabilirsiniz. Bu, marka anahtar kelimelerinizin arama motorlarındaki aranma hacimlerini de artırır.
6- Reklam Metinleri ve Reklam Kreatiflerini Basit Tutun
Reklamlarınızın görsel veya videolarıyla uğraşırken veya bir reklam metni yazarken, işleri olabildiğince basit tutmanızı öneririm. Mesajınızı doğru bir şekilde ilettiğinizden emin olun. Abartılı anlatımlardan kaçının. Burası süs veya metafor kullanmak isteyeceğiniz bir yer değil.
Bu makaleyi yazarken, size “basit reklam” örneği göstermek için Facebook akışına göz attım. Gördüğüm reklamların % 90’ı o kadar karmaşık ki, temel mesajı anlamak için mesire yerinde piknik yapıyor olmanız gerekir!
Bir imaj kullanıyorsanız, her zaman bir stok fotoğrafını ve işletmenizden bir veya iki fotoğrafı test edin. Facebook izin verse bile, mümkünse imajların üzerine çok fazla metin eklemeyin.
Bir video kullanırken kısa tutun ve slayt videolarından yararlanın. Şu konuda bana güvenin ajans yapımı reklam videoları çok iyi performans göstermiyor. Canva veya Kapwing gibi bir araç kullanarak, kendi görüntülerinizden basit slayt videoları oluşturabilirsiniz. Reklamlar için amatör görseller gerçeklik unsuru fazla olduğu için güven uyandırır ve genellikle cezbedicidirler.
Yine de, bu makale boyunca birçok kez söylediğim gibi, bizim işimizde tariflere fazla yok. Yani, varyasyonları test edin ve sizin için neyin işe yaradığını bulun. Aynı kitle için, işe yarayan reklam öğelerini ve metin stilini kullanmaya başlayarak bir üslup edinmeye çalışın.
Web sitenize bağlantılar ekliyorsanız veya FB Messenger veya WhatsApp bağlantıları ekliyorsanız, bağlantılardan önce harekete geçirici açıklama yazdığınızdan emin olun. Demek istediğim, sadece daha iyi göründüğü için asla çıplak bir bağlantı koymayın. Çoğu zaman insanlar bu gibi öğelerin tıklanabilir olduğunu bilmiyor. Bunun açıklamasını yapın. Kitlenizin yapmasını istediğiniz belirli bir işlemi her zaman teşvik edin.
7- Dijital Reklamlar Harikadır Ancak Mucize Beklemeyin
Sonuç olarak, dijital reklamların sihirli değnek olmadığını bilmelisiniz. Çalışmalarınızı tüm dijital kanallara uyum içinde yaymak zorundasınız. Dijital reklamcılıkta size vermeye çalıştığım test et, ölçümle ve optimize et mantrasını ve püf noktalarımı dikkate alırsanız iyi bir başlangıç yapacaksınız.
Yoğun biçimde reklam verirken mutlaka bir sosyal medya yönetim planınız olmalı. Sosyal medya gelen kutunuza dikkat edin. Ekip arkadaşlarınıza hedef kitlenizin sizinle hangi kanallarla, hangi teklifler için iletişime geçeceğini bildirin. Bu kadar emek verip, reklam harcaması yaptığınızda ve sıcak müşterileriniz sizinle iletişime geçtiğinde hayal kırıklığına uğramasınlar.
Ayrıca, web geliştiricilerinize bu süre zarfında web sitenizde herhangi bir bakım çalışması planlamaması için bilgi verin. Reklamcılık stratejinizi gözden geçirmeniz gerekebileceğinden, reklam platformlarındaki önemli güncellemelere göz atmanızı da öneririm.
Comments are closed